esra

Haftasonu keyifli bir gezinti eşliğinde Eskişehirdeydim. Yol yorgunluğu sabah iş telaşı oradan ders spor derken olduğum yerde sızmışken babam yarın iş arkadaşının doğum günü olduğunu ve kendisi için bir pasta yapıp yapamayacağımı sordu. Eh baba kısmısı kırmaya gelinmez malum... akşam 09:30 dan 11:30 a kadar bir çalışma sonucunda kendileri aramıza katıldılar...Yiyenlere afiyet olsun :)
esra

Bugun enteresan bir tanışma hikayemizin olduğu Feyzadaydık . Mantar yumurtalaraımın tarfini istemiş bende eşref saatine denk gelmiş biri olarak evimize gelmeyene tarif yok demiştim ...Oysaki tamamen iyi niyetli bir hareketti.Meğerse o sırada kader ağlarını bizim için örüyormuşta haberimiz yokmuş :) Aylar sonra bugün yüzyüze tanışmak kısmet oldu. Bende özellikle son zamanlarda bilhassa dikkat ettiğim şekilde el emeği göz nuru hediyeler götürüyorum buda yüzyüze tanışmamız şerefine Nice To Meet You nam-ı diğer Nayyyz Tuu Miiit Yu pastası .. Ve kaderin ağlarını bizim için örmeye başladığı o mantarlar :)
esra


Yunus Emrenin kırkını uçurduk kırk bir kere maşAllah dedik ...
esra

Bir hamaratlık bir beceriklilik bugünlerde üstümde..Yarın vaktiyle pek kınadığım akraba günlerinden birine gideceğim. Ne demişler büyük lokma ye büyük laf etme..! Buradan hareketle lokmamın altarnetiflerini kendim belirlemeye başladım. Laf aramızda bu kadın milleti işi biliyormuş bayada eğlenceli organizasyonlar... Ayda birden fazlası altın vuruş olacağından haddini bilerek sosyalleşmek lazım...
 Eh malum ruhumuz profesyonel , eli kolu boş gitmek olur mu olmaz ? :) Meraklı turşucular için küçük bir açıklama; şişe akçaağaç şurubu, madensuyuyla soğuk ve arzuya göre limon damlatılarak içilebilir hatta tavsiye bile edilir...

Buyrun buda :D (cheeeeeeesecake)
esra
Dündü sanırım , aldım elime makinamı iş çıkışı çat çut ne varsa çekmeye karar verdim. Ancak anladım ki hayatta sadece istemek yetmiyormuş bazen insanın elini ayağını bir hafıza kartı bağlayıveriyormuş. Hani son zamanların cok moda tabiri varya, "amatör ruhla profesyonel işler çıkartmak " diye , işte benimki bunun tam tersine endeksli bir yaşam, profesyonel ruhla amatör işler çıkartmak... Bende elimdeki tüm imkanları seferber ettim ve beş poz resmi yakalıayıverdim sizin için... İşten dönüşümü her seferinde yüzyılın icadı olarak değerlendirdiğim "metrobüs"le yapıyorum .İsminden tutunda her türlü işleyişine kadar muhteşem... Şoförler son derece Türk insanı  cok seviyorum yolcularla muhabbet dialog sohbet gırla. Geçenlerde biri bir yolcunun telefonla mesaj yazmaması konusnda ricada bile bulundu bilinçli farkındalıklı örnek insan( bunda ciddiyim ) her yolcunun mesaj-yada çağrılarından cok ciddi radyasyona maruz kaldığını anlatıyordu diğer bir yolcuya.. Sonra mesela bence bir insan hiçbir yere tutunmadan metrobüsle ( körük kısmı ikinci adım uzmanlık için ) bir ay boyunca düşmeden ayakta kalma antremanı yaparsa benim diyen snowboardcuya taş çıkartır. Hem sosyal hem sosyolojik hem sportif hem eğitici bir toplu taşıma aracı...Aranan kan bulundu...

Yirmi dakikalık yolculuk sonrası hooop avrupadan anadolu yakasına... Birgün ışınlanmada bulunacak, metrobüsün icadından sonra inancım iyice arttı.
Eh söyledimya makinamı ele aldım birseyler çekmem lazım diye.. Cemre düşmüş ,hava mavi, ağaç yeşil, kediler aç...  Eh ozaman ilk hedef Fethi Paşa Korusu... Aklınızda olsun 4 gibi fırınlarından taze simit geliyor... O kadarki bir bütün simidi kuru kuru bu kedicik bitirdi.

Kediler nankör diillerdir buna canı yürekten inanıyorum, Eğer bu kedicik arkasına dönüp bakmadan  çekip gittiyse mutlaka önemli bir işi vardır. Patronu çağırmıştır, karısı bekliyordur, babası sinirlidir,  çay alıcaktır....Eminim gecerli bir sebebi vardır 


Haksızmıyım ? :)

Çiçekti böcekti, kargaydı kuştu topraktı..İnsanın aslıyla olan vuslatı gibi .. Bu hayata kaç kere sahip olunurki... Sakın bir kere diyip nankörlük etmeyin... Her sabah, her uyuyuş her uyanış her nefes her gülüş her duygu hayata ayrı ayrı sahiptelik değil mi? Çoğumuz icara versekte...



esra
BEDAVA YAŞIYORUZ



Eveeet bugun sizler için üç farklı lezzet hazırladım ve sahiden cok yoruldum. A4 kağıdınız yumuşak kaleminiz silginiz okunmuş pirinçleriniz ve diğer materyalleriniz hazırsa anlatmaya başlıyorum. İstanbullular için bahsediyorum ilk olarak doğruca bir akbil dolum merkezine gidip kendinize bir İstanbul Kart çıkartıyorsunuz.Anadolu yakasında ikamet edenler için gidiş dönüş 10 liralık bir miktar ortalama olarak yeterli olacaktır. Ben üsküdar aktarmalı olarak gitmeyi tercih ettim. Beykoz istikametinde sahil yolu üzerinden geçen her vasıta sizin için uygun olacaktır. Beylerbeyi durağında inin Akbak'ın yanındaki sokaktan aşağıya doğru sallandınızmı sizi harika bir sahil kasabası kokusu karşılayacak. Sanırım ilk görüşte aşkta böyle birsey olmalı. Sol tarafta benim bi arkadaşım vasıtasıyla tanıdıgım salaş bir balıkçı sizi kapılarda karşılayacak. "Yakamoz" . Balıkçı dediysek şahane kokoreçte yapıyorlar. İki kişilik siparişimizin biri kokoreçten diğeri balık ekmekten yana oldu. Bol acılı sıcak ekmek arası kokorece ilk burda alıştım, ama malum bugun Pazartesi ve ben yine diyete başladım. Hoş bu kez salıyı görmek nasip olmadı. Beni hep bu güzel havalar mahvetti. Ama başlangıçta son derece iradeliydim ve bu yüzden balık ekmek söyledim .Ekmek kilo yapmıyormuş biliyo musunuz! Ekmeğin arasını açmamla hayal kırıklıgı yaşamam bir oldu yarım ekmeğin arasına birebir ölçü yarım mezgit iliştirmişler (normal insanlar için)   .Derhal yanlışı düzelttim diğer yarısınıda itinayla soframa getirttim. Bi ara elimden ekmeğimi almaya kalktılarsada aslanlar gibi korudum...! Neymiş efendim diğer parçayıda ekmek arası yapıcaklarmış..! Neyse kazasız belasız yemeyimizi yiyip kendimize geldikten sonra sıra şekerimizi yükseltme geldi. Neyle mi ? Sıcaccıcık irmik helvası..! Anlatılmaz yaşanır...! Resme dumanı yansımışmı bilemiyorum ? 
Akşamın çökmesi ile birkaç kürdan ıslak mendiller bol soğan ve balık kokusu eşliğinde ilk başlarda tıklım tıklım olup biz bindikten sonra boşalan ve neden boşaldığına bi türlü mana veremediğim otobüslerimizle seyehatimizi tamamladık.

Bugun birkez daha anladım ki şehri şehir gibi yaşamak için arabalardan inip vapurlara motorlara otobuslere binmek balık ekmek kokoreç yemek derin derin nefes almak iyot koklamak kedi sevmek bolca gülümsemek lazım...

Ben yaptım sizde yapın.














Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
ORHAN VELİ KANIK 
esra
ÇITIRDAK UN HELVASI


Eskişehirden gelen ablam ve yiğenlerim için bugun hüzünlü bir veda yemeyi vardı evde. Balığı cok seven küçük Zeynep için her türlü meşakkatine "kokusuna" ve arkadan çıkacak milyon tane işine rağmen leziz bir balık sofrası hazırladık. İşin yapım ve yayın aşaması benden pek uzakta oldugu için fotoğraflamak dahil hiç bir kısmını kayıt altına almadım. Şu an sindirim aşamasında. Sindirim demişken, malum bazi yiyeceklerin yanında onların pek sevgili dostları olmadan olmaz kahve-lokum, kurufasulye-pilav, balık-helva gibi... Eh bizim balıklarıda sevdiklerinden ayırmak olmazdı.  Bende annemlerin evden gitmesini bahane bilip hazır iki ufaklıkta çizgi filmlerini seyrederken helva yapmaya karar verdim. Un helvası. Cok sevdiğim dostlarımdan yıllar yıllar yıllar önce tarifini aldıgımız kıtır un helvası... Yemek defterini ,tencereleri tahta kaşıkları neşteri ameliyat eldivenlerini... ÖHM..! yani gerekli malzemeleri hazırlayıp tamda  un kavanozuna elimi atmamla kapıdaki anahtar sesini duymam bir oldu nasıl olduda 4 bardak unu ölçüp tencereye boca ettim hatırlamıyorum bile...Hani olurda beni vazgeçirirler diye...Bahenem hazır!"Tencereyi kirlettim bir kere" Meğer o anahtar sesi benim helvam için balık kadar tamamlayıcıymışta haberim yokmuş. Zira evde kalmayan tereyağı kek yapılır düşüncesiyle marketten alınnııııış...  İşte kime niyet neye kısmet... O tereyağın 250 gr mı karambolde helva olmak üzere hooop tencereye alınıverdi tarafımdan... Sonra mı ? Ben diyim 40 dakika siz diyin bir saat ağır ateşte hamdık piştik yanmadan ocaktan alındık . münasip miktarda şekeride ilave ettikten sonra kalıp yardımıyla helvayı ite kaka sıkıştıra servis tabağıma aldım. Biliyorum yanında kahve iyi giderdi ama o faslı sabah yaptıgımız ve herbirimiz kemale ermiş insanlar olup yok çarpıntımız konuyla ilgisi olmasada yok romatizmlarımızdı ugraşmayalım diye açık birer siyah çay eşliğinde servisimizi yaptık. Kendim yaptım diye demiyorum Yiyenler pek memnun kaldı bu lezzetten....
esra
biraz yiyelim biraz içelim biraz düşünelim...haydı bakalım bloğumuz hayrlı ugurlu olsun :)