esra


Yunus Emrenin kırkını uçurduk kırk bir kere maşAllah dedik ...
esra

Bir hamaratlık bir beceriklilik bugünlerde üstümde..Yarın vaktiyle pek kınadığım akraba günlerinden birine gideceğim. Ne demişler büyük lokma ye büyük laf etme..! Buradan hareketle lokmamın altarnetiflerini kendim belirlemeye başladım. Laf aramızda bu kadın milleti işi biliyormuş bayada eğlenceli organizasyonlar... Ayda birden fazlası altın vuruş olacağından haddini bilerek sosyalleşmek lazım...
 Eh malum ruhumuz profesyonel , eli kolu boş gitmek olur mu olmaz ? :) Meraklı turşucular için küçük bir açıklama; şişe akçaağaç şurubu, madensuyuyla soğuk ve arzuya göre limon damlatılarak içilebilir hatta tavsiye bile edilir...

Buyrun buda :D (cheeeeeeesecake)
esra
Dündü sanırım , aldım elime makinamı iş çıkışı çat çut ne varsa çekmeye karar verdim. Ancak anladım ki hayatta sadece istemek yetmiyormuş bazen insanın elini ayağını bir hafıza kartı bağlayıveriyormuş. Hani son zamanların cok moda tabiri varya, "amatör ruhla profesyonel işler çıkartmak " diye , işte benimki bunun tam tersine endeksli bir yaşam, profesyonel ruhla amatör işler çıkartmak... Bende elimdeki tüm imkanları seferber ettim ve beş poz resmi yakalıayıverdim sizin için... İşten dönüşümü her seferinde yüzyılın icadı olarak değerlendirdiğim "metrobüs"le yapıyorum .İsminden tutunda her türlü işleyişine kadar muhteşem... Şoförler son derece Türk insanı  cok seviyorum yolcularla muhabbet dialog sohbet gırla. Geçenlerde biri bir yolcunun telefonla mesaj yazmaması konusnda ricada bile bulundu bilinçli farkındalıklı örnek insan( bunda ciddiyim ) her yolcunun mesaj-yada çağrılarından cok ciddi radyasyona maruz kaldığını anlatıyordu diğer bir yolcuya.. Sonra mesela bence bir insan hiçbir yere tutunmadan metrobüsle ( körük kısmı ikinci adım uzmanlık için ) bir ay boyunca düşmeden ayakta kalma antremanı yaparsa benim diyen snowboardcuya taş çıkartır. Hem sosyal hem sosyolojik hem sportif hem eğitici bir toplu taşıma aracı...Aranan kan bulundu...

Yirmi dakikalık yolculuk sonrası hooop avrupadan anadolu yakasına... Birgün ışınlanmada bulunacak, metrobüsün icadından sonra inancım iyice arttı.
Eh söyledimya makinamı ele aldım birseyler çekmem lazım diye.. Cemre düşmüş ,hava mavi, ağaç yeşil, kediler aç...  Eh ozaman ilk hedef Fethi Paşa Korusu... Aklınızda olsun 4 gibi fırınlarından taze simit geliyor... O kadarki bir bütün simidi kuru kuru bu kedicik bitirdi.

Kediler nankör diillerdir buna canı yürekten inanıyorum, Eğer bu kedicik arkasına dönüp bakmadan  çekip gittiyse mutlaka önemli bir işi vardır. Patronu çağırmıştır, karısı bekliyordur, babası sinirlidir,  çay alıcaktır....Eminim gecerli bir sebebi vardır 


Haksızmıyım ? :)

Çiçekti böcekti, kargaydı kuştu topraktı..İnsanın aslıyla olan vuslatı gibi .. Bu hayata kaç kere sahip olunurki... Sakın bir kere diyip nankörlük etmeyin... Her sabah, her uyuyuş her uyanış her nefes her gülüş her duygu hayata ayrı ayrı sahiptelik değil mi? Çoğumuz icara versekte...